İsrail ile İran ortasında ateşkes şimdilik sağlanmış görünse de yanıt bekleyen sorular gündemdeki yerini koruyor.
Bunlardan biri İran’ın zenginleştirilmiş uranyum stoğunun akıbeti.
İran, stoğunu ataktan evvel Fordo tesisinden taşındığını duyurmuştu. Lakin nerede olduğu bilinmiyor.
ABD, İran’da üç tesisi vurarak ülkenin nükleer kapasitesini yok ettiği görüşünde. Lakin Batı basınında yer alan savlara nazaran İran, “Kolang Dağı”olarak isimlendirilen bölgede, korunaklı bir nükleer yerleşke inşa ediyor.
“KAYIP” URANYUM İÇİN KUSURSUZ SAKLANMA ALANI
İngiliz Telegraph gazetesi, Fordo’dan çok daha derinlerde yer alan kompleksin, “kayıp” uranyum için kusursuz bir saklanma alanı olabileceğini öne sürüyor.
Telegraph gazetesine nazaran kelam konusu kapalı tesis, İsfahan eyaletinin merkezinde, Natanz nükleer tesisine dakikalar uzaklıkta.
Fordo’nunsa 145 kilometre güneyinde. Bu geniş alana yayılan tesis, Kolang dağında bulunuyor. Hala imal evresinde olan tesis argümana nazaran son dört yılda güçlendirilip genişletildi.
Bu yeni kompleksin, Fordo’ya kıyasla çok daha derinde ve güvenlik tedbirleriyle donatılmış durumda olduğu belirtiliyor.
Yine telegraph’a nazaran Fordo’un sırf iki tünel girişi bulunurken, Kolang dağındaki tesisisin en az dört girişi mevcut.
Haberde, saklı tesisin yer altı odalarının da yerin 100 metre altına indiği belirtiliyor.
DERİNLİK SIĞINAK DELİCİ BOMBALARIN TESİRİNİ AZALTIYOR
Tesisle ilgili dikkat çekilen bir diğer bilgi de inşa edildiği Kolang Dağı’na dair.
Fordo’daki tesisin bulunduğu dağ, deniz düzeyinden 960 metre yükseklikte. Kolang Dağı’nın yükseliğiyse bin 608 metre yüksekte.
Bu da, Kolang’da nükleer operasyonlar için hem daha fazla müdafaa hem de potansiyel olarak çok daha büyük yer altı odaları sağlıyor.
Tesisin daha derine inşa edilmiş olması, yer altı tesislerini amaç almak üzere tasarlanan sığınak delici bombaların aktifliğini de kıymetli ölçüde azaltıyor.
Amerika Birleşik Devletleri, İran’ın en uygun korunan nükleer tesisi olan Fordo’yu sığınak delici B2’lerle bombalarken; İsfahan ve Natanz’daki nükleer tesisleri denizaltılardan ateşlenen Tomahawk füzeleriyle vurmuştu.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı, taarruz sonrası üç tesiste de radyasyon düzeyinin artmadığını açıklamıştı.
